sabahın sekizinde barbunya kokuyor, zeytinyağlı pişiyor belli mezecilerimizden birinde. diğer köşeyi dönünce poğaça hamur kokusu yüzümüzü yalıyor. ergenekon’a yaklaşırken o güzel kokular yerini sökülen kaldırımların ortaya çıkarttığı […]
Author: Tuba Şatana
fetiş objesi
saat 8.03, cuma sabahı. deniz’i okula bırakıp dönmüş durumdayım. evin kapısını açınca yüzüme yağda yumurta ve kahve kokusu çarpıyor. kara tavam de buyer’de sabah pişirdiğim zeytinyağında altı […]
üzümlü, üniversiteli
yeniden öğrenci olmak. iko ile konuşurken bir dakikamı aldı beni ikna etmesi. ikna da değil de, neden olmasın demem. bugün de haber verdiğimde kayıt olduğumu, o da […]
Pamuk ipliği
Sonbaharın renkleri içinde kaybolmuşken, güneş pırıldarken, dünden kalan çöplerin saf tuttuğu Rumeli Salonu oklarını takip eden merdivenden inerken, kulağımda Iron Maiden’in lirik, enerjik, muhteşem rifler ile süslü […]
erik pestili
yazmışımdır öncelerde, evde pestil yapmaya alacak iyi pestil bulamayınca başladıydım. çok da iyi etmişim. nefis pestiller yapıyorum evde. ama erik pestilinin yeri ayrı. instagramda devamlı aynı soru, […]
istanbul’un eksilen tadı…
eskiden verdiğim bir ders geldi aklıma, neden yemeğe çıkarız diye konuşmuştuk sınıfımla; hatırlayalım; karın doyurmak için, yeni tatlar, yeni deneyimler için, sevdiklerimizle bir araya gelmek için, sosyalleşmek için, iş […]
akkavak no. 30
fem ile gülüştük, bu kadar sene şemsa’nın elinden kurtulmuşuz, son gün bunu bozar mıyız diye. şemsadır, fırçasını çeker, müşteri değil alemi cihan olsun farketmez onun için, onun […]
o sebze yenecek!
çocukken çoğumuzun duyup korktuğu cümledir bu. karikatürlerde masa altında yemek bekleyen köpeklere verilen hep sebzedir, tabakta kalan. nedir bu sebzenin çektiği veya çekemediği bizden? evvelki aylarda instagramıma […]
bağzı sofralar…
ananem bildiğim en iyi turşuları yapardı. hele de bir patlıcanlar vardı ki, rüyalarımı süsler. o mini patlıcanlar seçilir, kırmızı biber, lahana ile doldurulur, kereviz sapı ile sıkı […]
kurtuluş’ta bahar
artık pencereler aralanmıştır. kışın, o kasvetli sanki kimse oturmuyormuş havası gider yavaş yavaş kurtuluş’un. ada mevsimine de vardır daha, nasıl geçecektir bu zaman. nanalar, yayalar ne yapacaktır? […]
dr. kahveci, led ışıklar, parlak balkon korkulukları
binbeşyüz km yol yaptık, cumartesiden cumartesiye. sivrice’den, seferihisar’a kadar. 4 konaklama, yolda sayısız durma, yemyeşil bir doğa, salınan ağaçlar, koyunlar, keçiler, horozlar, taş evler, zeytinlikler, rüzgarın sesi, […]
ahmet rasim’in istanbul’u
Bazı yazarlar İstanbul’a çok yakışır, mesela Ahmet Rasim… Onu okuyup da İstanbul’u sevmeyen olamaz. Duyar, işitir, görür, yaşarsın şehri, kemiklerinde hissedersin. Hiç tanımasan bile seversin. İstanbul’u anlatırken […]