sabahın sekizinde barbunya kokuyor, zeytinyağlı pişiyor belli mezecilerimizden birinde. diğer köşeyi dönünce poğaça hamur kokusu yüzümüzü yalıyor. ergenekon’a yaklaşırken o güzel kokular yerini sökülen kaldırımların ortaya çıkarttığı […]
güz
fetiş objesi
saat 8.03, cuma sabahı. deniz’i okula bırakıp dönmüş durumdayım. evin kapısını açınca yüzüme yağda yumurta ve kahve kokusu çarpıyor. kara tavam de buyer’de sabah pişirdiğim zeytinyağında altı […]
üzümlü, üniversiteli
yeniden öğrenci olmak. iko ile konuşurken bir dakikamı aldı beni ikna etmesi. ikna da değil de, neden olmasın demem. bugün de haber verdiğimde kayıt olduğumu, o da […]
Pamuk ipliği
Sonbaharın renkleri içinde kaybolmuşken, güneş pırıldarken, dünden kalan çöplerin saf tuttuğu Rumeli Salonu oklarını takip eden merdivenden inerken, kulağımda Iron Maiden’in lirik, enerjik, muhteşem rifler ile süslü […]
tavuk haşlama benim usül
uzun zamandır canım şöyle haşlama gibi bir tat istiyor. ama kuzu değil, tavuk ile istiyor. ama herhangi bir haşlama gibi değil, benim usulde istiyor. canım sıcak sulu patatesli […]
karidesli spagetti
yemek, tam bir onun sapı, bunu çöpü tamlaması aslında. canım karidesli makarna istiyor, acılı filan ama kabuktu kafaydı uğraşmak da istemiyoruz. karideslerin kafalarını ayırdım, kabuklarını soydum, bir […]
sezonun ilk zeytinyağı…
ezgi’nin yazdığı yazıyı görüp telefona sarılmam bir oldu, zeynep kürşat idi aradığım. zeyyneeepp diye bağırdım, başlamışsınız, ezginin yazısını okudum, bir yerlerim şişti, hani benim zeytinyağım!!! zeynep diğer […]
mercimek çorbası, benim usulde
her gün mercimek çorbası içmek istiyorum. ama herhangi bir çorba değil, şöyle ağızda bir sürü tat bırakacak, yakacak, biberleyecek, mercimeğin tadını kesmeyecek, biraz da buruk olacak. kalın […]
Balık sezonumuz hayırlı olsun…
bereketiyle gelsin balık, adil avlansın diye ümid ediyoruz hep. türler kaybolmasın, denizler kurumasın, balıkçılar aç kalmasın. tezgahlar dolmaya başladı, daha havalar sıcak, balıklar daha yağlanmadı. amma özledim […]
yıl 1968, konu bezelye
bezelye tariflerine bakıyorum altın tabak’ta, sayı 3, yıl 1, 1 temmuz 1968. altın tabak’ın zamanında çok yaygın bir mutfak ansiklopedisi olduğunu düşünürsek, hani en popüler, okunmamış olduğunu […]
eski reçete kartları
yılı konusunda emin olamadım, annemle uzun bir telefondan sonra 1980’lerin başı demek istiyorum… konu: güneş gazetesinin karton kutu içinde verdiği yemek tariflerinden bahsediyorum. ‘evet’ markalı mutfak margarini […]
karnabahar çorbası
altı kalın geniş bir tavada küçük çiçekçiklere (floret) ayırdığım karnabaharı zeytinyağında az karıştırarak kahverengileştirdim, ama yakmadan, şekerini dışarı attırmak ve tadını belirginleştirmek amacıyla. pişmeye yakın üzerine bolca […]