30 yılı anlatmak kolay değil, iş hayatı, yaş değil… ted ankara koleji, bilkent üniversitesi turizm ve otelcilik işletmesi… sonra açılışlar, ceylan inter-continental, hard rock cafe ankara (hatırlayanlar olacaktır), sabancı üniversitesi, grand hyatt gibi… hepsi yiyecek bölümü, açılışlardan yönetim kadrosuna, depolardan, servise, mutfağın her bölümüne, otelin her departmanı da yanında cabası… yiyecek ve içecek işini hep sevdim, hep de seveceğim. 2009 yılında tam zamanlı işimi bırakıp kendi işimi kurdum. otelcilik bir yere kadar…
deneyimlerimi yazıyorum, pişirdiklerimi, gördüklerimi, sevdiklerimi, yediklerimi, gezdiklerimi, yemek öyküleri daha çok. bazı bazı acı badem tadında…
daha öğrenecek çok şey olduğuna inanıyor, geziyor, soruyor, araştırıyor, burnumu kitaplara, bazen de tozlu yollara gömüyorum…
yerel tatları, esnafı, bizden olanları desteklemek ve öne çıkartmak amacı ile başladığım istanbul food ise başlı başına bir hayat yarattı bana. dünyaya istanbul’un sesini duyurmamda ön ayak oluyor, kapıları açıyor.
2019’da ise sapor istanbul katıldı aileye. bu kadar yılın birikimi, bitmeyen merak ve öğrenme isteğimle kurdum eski usul sempozyumu.
Oğlum deniz ile, toko ve lokum eşliğinde istanbul’da yaşıyoruz. Evimizden dışarıya güzel kokular ve güzel tınılar yayılıyor.
daha da ne yapıyorum, burada… tuba şatana
ve tabii istanbul food
ve tabii sapor istanbul