efelekleri sarmak

birçok düşünce sardı kafamı o koca demet efelekleri görünce metin’in tezgahında. ancak bulgurlu ve hafif birşeyler istedi canım.  yufka niyetine kullanıp börek yapacaktım, canım istemedi. kat kat birşeyler değil de lüp lüp ağza atacak birşeyler istedim.

içine karar vermek daha kolay oldu. taze kişniş, taze soğan, taze sarımsak ve rezene almıştım nar organik’ten. onları incececik doğradım, dereotu da ekledim bol zeytinyağı ve kalın pilavlık çekim bulgur ile bakır tenceremde çevirdim.  soğuttum ve sıcak suya sokup çıkarttığım efelekleri bu iç ile sardım. bakır mauviel’in altına kullanmadığım yaprakların kalın taraflarını serdim, üzerine dolmalar aralara buzluktan çıkardığım ekşi erikler, biraz daha zeytinyağı, üzerine de gene yaprakları serip, suyunu ekleyip, altını kısık açıp…

sonuç: ağzımı yaka yaka yedim bir tane, ılınınca da başka bir tane. tabii dolaba girmeden bitecek. o çok belli. bulgurlar tam istediğim gibi pişmiş. dişe geliyor, size bir lokma çiğneme keyfi veriyor. zeytinyağının bol olması ise ipeksi bir dokunuş gibi. eh, zeytinyağlı sarma bu! taze baharatlar ve efelekin tadı ise pek yakışmiş birbirlerine. zaten ağızda eriyor efelek… yanına  iki kalem kuzu pirzola ve bir kadeh de beyaz şarap sanırım. ilkbahar güzel şey!

efelek dolması, tuba şatana