sonunda aralık geldi. benim için yeni yıl demek bu, aralık yeni umut, yeni herşey, güzel bir yıl başlangıcı demek. akıl defterimi yenilemek demek, eskisi ise doluların yanına. bu seneye leuchtturm ile başlıyorum. şu an in the air tonight’ı tekrara aldım, onu dinlerken yazıyorum, phil collins’de katılıyor bana, and I ‘ve been waiting for this moment all my life diyor, dışarısı karanlık, yağmur yapıyor, şimşekten camlar sallanıyor, mutfaktan şahane kokular geliyor…
yeni yıl bereketi ile gelsin. aralık en güzel ay olsun, takiben de yeni yıl.
ülkü’nün yerelmasını zeytinyağında kavurdum, sonra elma sirkesi ile deglaze ettim. hepsi tohum olmak üzere, kimyon, kişniş, susam, hardal ile çevirdiğim haşlanmış nohutlar ile birleştirdim. sonra da taze soğanların beyaz tarafları ve rezenenin incecik köklerini aynı tavada çevirip gene elma sirkesi ile deglaze edip, hepsinin üzerine, en üste de taze soğanın yeşil tarafları ve biraz rezene püskülü. katman katman bir lezzet. yumuşak, çıtır, uzun bir tat. pek keyifli, dolu dolu.
tabii kimyon, susam, kişniş tohumlarının antep’ten yer elması ve rezenin ülkü’den, elma sirkesinin ve nohutun selçuk’tan, zeytinyağının kürşat’tan, taze soğanın metin’den olduğunu da unutmamak lazım. yediklerimi kimin yetiştirdiğini ve/veya onların nereden aldığını bilmek yemeğe madden ve manen ekstra lezzet bana da keyif katıyor.
siz bakmayın bana, benim için hatırda kalacak terslik ve üzüntülerin yaşandığı yıl bitti. oh! zaten aralık ayını kutlamak için de şemsa yemeğe geliyor. bahaneye gerek yok ama olsun!
aşçını birası: efes pilsen’in yeni çıkarttığı şah marka malt bence tuborg tarafından şah mat edilir bin kere!
hadi bana iyi yıllar, şimdi kokteyl zamanı! sizi mardin’de çektiğim nar fotoğrafım ile bırakıyorum.