tembellik üzerine bir düşünce derlemesi

Ekmeğini insan neden dilimletir? Herşey buradan başlıyor. Evde sanki ordu var, sen de yemekhanesin ve binlerce aça yetişemiyorsun. Hem neden aldılar ki o fırınlar dilimleme makinalarını? Siz tüketiciler istedi çünkü! O güzelim ekmek makinadan geçince bir koca torba karmançorman ekmek haline geliyor. Ekmek daha çabuk kuruyor böylece, e çoğu su ekmeğin zaten.

Halbuki tüm ekmeği seve koklaya alsanız, tüm olarak getirseniz, herkes istediği kalınlıkta, yiyeceği zaman kesse, hatta uygun bir ekmek ise koparılarak yense. Ekmek kırılınca o kokuyu içinize çekseniz.

Peki elde ekmek yoğurmaya ne oldu. O ekmek makinasının içine tüm malzemeleri at, kendisi herşeyi yapsın? Noldu, ekmek yaptım!

Tamam kimsenin vakti yok, gerçekten, o aptal kutusunun önünde saatlerce oturup, sizin olmayan hayatlardaki dizileri izlemek ve o birbirinden beyin uyuşturucu programları izlemek için olan saat?

Ellerimle ekmeği yoğururken aldığım zevk, sonra onu mayalanıp kabarması için bıraktığım zaman gelip gidip kontrol etmek, sonra şekil vermek, fırında pişirmek… Eve değil tüm apartmana yayılan o ekmek kokusu… Tamam ben zaten yemeğin her evresine tanık olmak isteyen bir tüketici ve aşçıyım. Onun için belki yıllarca süren profesyonel hayatımda hep mutfaklarda oldum, uzak duramadım.

En minik balıklara kadar ayıklat, meyveni sebzeni paketli al, ışıl ışıl parlıyorlar streç film altında…

Yemek uğraş ister, emek ister, sizden sevgi bekler…