yorgunum dostlar…

pek neşeliydim biraz önce ama eve gelip soyunup dökünüp banyo ve Tikina’nın portakallı yeşil  çayı işini içine girince, bittiğimi anladım.

Lowepro sen herşeysin ama ne yapsam ağırsın. Tekerlekli, sırtta, yan, hep… Böyle olunca güç kuvvetten başka birşey istemiyor insan. yorulmuşum. fotoğrafçılık modern hammallıktır zaten.

Şemsa fırına alışma turları atıyor, ekmekler pişiyor, Akkavak ekmek ve fırın kokuyor, ekşi mayalar evleri dolduruyor. Zeynep de elimde ekmek, sırtımda makinalar eve dönerken tam, elime yeni hasat kırma zeytin tutuşturmuyor mu! Ne diyeyim… Varolsun!

Ekmek kokarak, zeytine sulanarak yolculuk neyse ki kısa sürdü.

Akşama balık ızgara ve taze sarımsaklı ince kıyım kıvırcık salata, bol zeytinyağı, ekşi maya ekmek.

Neymiş, yaşasın, yemek yemek, yemek yapan, pişiren, bize ulaştıranlar!

aşçının iç geçirmesi: acaba o ıspanaklar kendilerini yıkarlar mı?aşçının iç geçirmesi iki: yarın organik pazara gitmsem olmaz mı? aşçının iç geçirmesi üç: şu eksik sayıları tamamlansa da blade of the immortal’ı okumaya başlasam.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *