youtube’da bir videoya rastladım, birşeyler ararken. çiğköfte vidyosu… sanırım kendisi adanalı, şarkı, şalgam, sos filan pek adanalı… vidyodaki yorumlar çok keyifli: etsiz oluşuna, avrupalı gerizekalılar… çiğköfte yoğrulması zamanındakine…
Category: aşçının güncesi
birçok düşünce sardı kafamı o koca demet efelekleri görünce metin’in tezgahında. ancak bulgurlu ve hafif birşeyler istedi canım. yufka niyetine kullanıp börek yapacaktım, canım istemedi. kat kat…
dedim ya recai ustam aradı diye. o enginarlar bir bereketli geldi ki! ye ye bitmedi, ağzımızı şenlendirdi. çok körpe olduklarından, yapraklarının hepsi yenilebilir kıvamdaydı neredeyse. sakız enginarıydılar,…
kışın sonuna yaklaştıkça kış sebzelerine hoşçakal, teşekkürler ve seneye görüşürüz demek istiyorum. eh sıkıldım sayılır artık karnıbahar, kereviz, brokoli, pırasa… tamam, asla tekrarlayan yemek pişirmiyorum, ama gene…
bu yazıyı umarım Hulki Usta okumuyordur… dün inanılmaz bir et krizi ile karşı karşıya gelip eve yakın ve çok eski zamandan beri servis veren bir kasaba uğradım….
ops! sürprizi mahvettim. salya sümük ateş üçlemesi arasında yemek yazabilmek çok zor. zor zira ilham de gelmiyor midem de fena. tek istediğim uyumak ve çorba içmek, bir de…
sonunda aralık geldi. benim için yeni yıl demek bu, aralık yeni umut, yeni herşey, güzel bir yıl başlangıcı demek. akıl defterimi yenilemek demek, eskisi ise doluların yanına….
bezelye tariflerine bakıyorum altın tabak’ta, sayı 3, yıl 1, 1 temmuz 1968. altın tabak’ın zamanında çok yaygın bir mutfak ansiklopedisi olduğunu düşünürsek, hani en popüler, okunmamış olduğunu…
yılı konusunda emin olamadım, annemle uzun bir telefondan sonra 1980’lerin başı demek istiyorum… konu: güneş gazetesinin karton kutu içinde verdiği yemek tariflerinden bahsediyorum. ‘evet’ markalı mutfak margarini…
altı kalın geniş bir tavada küçük çiçekçiklere (floret) ayırdığım karnabaharı zeytinyağında az karıştırarak kahverengileştirdim, ama yakmadan, şekerini dışarı attırmak ve tadını belirginleştirmek amacıyla. pişmeye yakın üzerine bolca…
havaların kendine gelmesi ile ben de kendime gelebildim. yapılan onlarca yemeği tarif defterime bile yazamadım ki buralara yazayım. seyahatler de cabası… bugünkü konumuz streç filmler ve naylon…
denizin kenarında içilen şişelerce tuborg malttan, yenilen kilolarca tazecik soyulup zeytinyağında kızartılmış patates, sahilde toplam on kişiden ikisi olmak, gece 10 demeden cırcır böcekleri sesi ile uykuya…