Sonbaharın renkleri içinde kaybolmuşken, güneş pırıldarken, dünden kalan çöplerin saf tuttuğu Rumeli Salonu oklarını takip eden merdivenden inerken, kulağımda Iron Maiden’in lirik, enerjik, muhteşem rifler ile süslü…
Category: güz
uzun zamandır canım şöyle haşlama gibi bir tat istiyor. ama kuzu değil, tavuk ile istiyor. ama herhangi bir haşlama gibi değil, benim usulde istiyor. canım sıcak sulu patatesli…
yemek, tam bir onun sapı, bunu çöpü tamlaması aslında. canım karidesli makarna istiyor, acılı filan ama kabuktu kafaydı uğraşmak da istemiyoruz. karideslerin kafalarını ayırdım, kabuklarını soydum, bir…
ezgi’nin yazdığı yazıyı görüp telefona sarılmam bir oldu, zeynep kürşat idi aradığım. zeyyneeepp diye bağırdım, başlamışsınız, ezginin yazısını okudum, bir yerlerim şişti, hani benim zeytinyağım!!! zeynep diğer…
her gün mercimek çorbası içmek istiyorum. ama herhangi bir çorba değil, şöyle ağızda bir sürü tat bırakacak, yakacak, biberleyecek, mercimeğin tadını kesmeyecek, biraz da buruk olacak. kalın…
bereketiyle gelsin balık, adil avlansın diye ümid ediyoruz hep. türler kaybolmasın, denizler kurumasın, balıkçılar aç kalmasın. tezgahlar dolmaya başladı, daha havalar sıcak, balıklar daha yağlanmadı. amma özledim…
bezelye tariflerine bakıyorum altın tabak’ta, sayı 3, yıl 1, 1 temmuz 1968. altın tabak’ın zamanında çok yaygın bir mutfak ansiklopedisi olduğunu düşünürsek, hani en popüler, okunmamış olduğunu…
yılı konusunda emin olamadım, annemle uzun bir telefondan sonra 1980’lerin başı demek istiyorum… konu: güneş gazetesinin karton kutu içinde verdiği yemek tariflerinden bahsediyorum. ‘evet’ markalı mutfak margarini…
altı kalın geniş bir tavada küçük çiçekçiklere (floret) ayırdığım karnabaharı zeytinyağında az karıştırarak kahverengileştirdim, ama yakmadan, şekerini dışarı attırmak ve tadını belirginleştirmek amacıyla. pişmeye yakın üzerine bolca…
havaların kendine gelmesi ile ben de kendime gelebildim. yapılan onlarca yemeği tarif defterime bile yazamadım ki buralara yazayım. seyahatler de cabası… bugünkü konumuz streç filmler ve naylon…
denizin kenarında içilen şişelerce tuborg malttan, yenilen kilolarca tazecik soyulup zeytinyağında kızartılmış patates, sahilde toplam on kişiden ikisi olmak, gece 10 demeden cırcır böcekleri sesi ile uykuya…
o kadar domatesin sonunun bu olacağı belli idi. yok virgin mary, yok buzluğa domates zımbırtısı, yok fasülyeli domates, domates söğüş, fırınlanmış domates salatası, makarna sosu derken sonu…